31 Ocak 2013 Perşembe

Tam 1 Yıl Önce!

Bugün benim için muhteşem bir gün! Bebeğim bu akşam ilk kez kahkahalar atarak güldü. Çok eğlendik. İnanılmazdı. Deli gibi kahkaha atıyordu. Karnı hop hop hopluyordu.... Sonra biraz huysuzlandı. Memesini emdi. Uyudu....

Bir ara öksürdü. Gidip kontrol ettim. Keyfi yerindeydi. Elimi göğsünün üstüne koydum. Nefes alıp almadığını kontrol ettim. Sonra da bu mucizeye hayret ettim....

Sonra birden ilk kalp atışlarını duyduğum an aklıma geldi. Bu tam olarak 27 Ocak 2012, yani bundan 1 yıl 4 gün önceydi. Bebeğim o zaman 8.02 mm'ydi. O zaman hayatımın en mucizevi gününün o olduğunu düşünmüştüm. Hemen içime oğlum olacağı doğmuştu. Arda ismi de direk aklıma çakılmıştı. Daha sonra da en mucizevi günün o yumuk elli, minik burunlu, pamuk kadar yumuşak varlığı bana ilk verdikleri an.... Daha da mucizevi birşey olamaz diye düşünüyordum. 



 Annesinin kokusunu aldı, güvende olduğunu anladı. Sonra geri kalan tanımadığı ailesine ilk selamını çaktı!


Fakat şimdi her bir yeni gün daha da mucizevi. Bebeğimin ilk gülüşlerine mutlu olurken, şimdi kahkahalarına şahit oluyorum. Hayata olan bağım da, Allah'a olan inancım da giderek artıyor. Bir zamanlar 2 mm ile başlayan bu yolculuk, şimdi 67,5 cm ve giderek büyüyüor. Giderek beni daha çok algılıyor, daha çok bağlanıyor annesine ve babasına. Kucağıma alınca elimi tutuyor, yanağımla oynuyor... Hatta şimdi dişleri kabardığı için her fırsatta yanağımı, çenemi ısırıp dişlerini kaşıyor....

Tam bir yıl önce bu saatlerde çok heyecanlıydım. Çünkü yarın sabah 4 yıl boyunca mücadele ettiğim, uykusuz kalarak gecelerce çalıştığım, doktora tezimin savunması vardı. Nottingham'daydım. Elimi karnıma attım. Bebeğimi sevdim. Birlikte doktor olucaz dedim. Sabah heyecanla kalktım. Miğde bulantıları içinde kahvaltımı zor da olsa ettim. Yola koyuldum. Hala birşeyler okuyomaya çalışırken, arkadaşım Aikande Kwayu kağıtları elimden aldı. Derken odaya çağrıldım. Maraton başladı. Arka arkaya gelen sorularla kendime geldim. Gerçekten hakettiğime inandım. Zaten beni destekleyen bir mucize vardı. O mutsuz olmama, başarısızlığa izin vermez dedim. 

3 ay düzeltmeyi halihazırda beklerken, 1 ay düzeltme yeter denildi. Tebrikler! doktor oldunuz. Meltem Hoca odadan çıktı, Annemi gördü. Tanıştırdım. 'Tebrikler, Kızınız doktor oldu dedi. Arkadan bölümden tebrikler, kutlamalar... Tüm bunlar olurken ben niyeyse hala karnımdaki mucizeye seviniyordum. Hemen eve gelip, bebeğimin günlüğüne bunu ekledim. Doktor olduk! 1 Şubat!

Fakat 1 Şubat'ın benim için başka bir anlamı daha var. Eşimle çıkmaya başladığmız gün.... Eşim bunu muhtemelen yine hatırlamayacak, kutlamayacak. Fakat bu kez üzülmüycem... Erkektir deyip geçicem. Umursamıycam. Çünkü mucizem var. Çünkü 1 Şubat şimdi benim için deli gibi bebeğime alışveriş yaptığım gün. Okuldaki kutlamaların ardından alışveriş merkezine koşturduğum, kız mı erkek mi bilmediğim halde, erkek bebek  reyonundan çıkamadığım gün. Anne ya bu bebek erkek derken, amaaan ne olursa olsun demememe rağmen, erkek olduğuna emin olduğumu ilk kez gerçekten farkettiğim gün. Annem ne kadar da hem kız hem erkek bebeğe uyabilecek birşeyler al diye ısrar ettiyse de, tam erkek bebek için denilebilecek kıyafetleri ısrarla aldığım gün... Daha ne olsun. 1 Şubat gercekten önemli bir gün, ve şu an 1 Şubat'a tam olarak 6 dakika var. 



1 yorum:

  1. ahh ah tuylerim diken diken okudum bu yaziyi .)
    yeni kesfettim blogunuzu maalesef :/
    Arda Bey'e maşallahlar olsun Allah analı babalı buyutsun ayağına taş değmesin minik prensin .)

    YanıtlaSil