23 Ocak 2013 Çarşamba

Oğlum beni sevmiyor mu?

Öncelikle bugün çok daha iyiyiz. Sesimiz hala kısık, fakat hırıltı ve öksürük azalarak devam ediyor. Keyfimiz yerinde, elimiz yüzümüz düzgün.





Gelelim asıl meseleye:

Doğumdan bir hafta sonra Acıbadem'den ev ziyaretine gelen doktorla pek iyi anlaşmış, konuşmuştuk. Eşim, benim baba olarak pek bir fonksiyonum yok. Pek elimden birşey gelmiyor demişti. Doktor hanım'da siz merak etmeyin, ilk üç ayı bir atlatın, bu sefer babaya daha düşkün olmaya başlayacak demişti. Sanırım, dediği doğruydu. Bizim oğlan pek bir babaya düşkün olmaya başladı. Babası eve gelince gözü sürekli onda. Artık birlikte banyo yapıyorlar. Benim kucağımda babasına bakması kolay da, babasının kucağında bile zar zor kafayı çevirip babasına bakıyor. gözü sürekli onu takip ediyor...

Dahası, babası ona eğilip konuştuğu zaman onun yanağını seviyor, fakat benim saçımı çekiyor:( Hatta bugün var gücüyle dudağımı yoldu. Babası zor aldı elinden beni:(((

Acaba bebek de olsa içten içe bana kızgınlık duyuyor mudur diye ciddi ciddi düşündüm bugün. Çünkü burnuna serum fizyolojikleri tüp tüp sıkan ben, şurupları zorla içiren ben, çocuğu hep ağlatıyorum. Üstelik gün boyunca da her zaman kucağımda tutamıyorum. Malum evin işleri, yemek derdi, çamaşır yıkama, ütüleme (ki çoğu Arda'nın sürekli yıkanan kıyafetleri) oluyor.

Ama oğlum, bi gün okursan bunları bil ki, senin burun tıkanıklığına sebep olan da babanın aşırı evhamı yüzünden evin sıcaklığını sürekli arttırmasıymış. Ben senin iyiliğin için sıkmak zorundayım. Burnun açılacak ki, daha rahat uyuyacaksın ve meme emeceksin...Sağlıkla büyümen için bu şart...

Ama tabi çocuk açısından bakılınca durum böyle değil. Daha ileriye gittim, 10 yıl, 20 yıl ileriye. Acaba ilişkimiz nasıl olacak. Onun için şimdi yaptığım fedakarlıkları bilecek mi? Onun benim hayatımın en değerli varlığı olduğunu aklının köşesinde hep bulunduracak mı? Yoksa, beni, düşüncelerimi beğenmeyecek mi? Birden korku düştü içime bugün....Umarım bugün içimde uyanan korku, her zaman yersiz olur...

Tabi, her koşulda, ben oğlumu çok seviyorum. O en değerli varlığım. Herşeyim, Mutluluğum...

Tabi bugün iyi şeyler de oldu. Oğlumun dayısı geldi. Onunla birlikte vakit geçirdiler. Sohbetler ettiler. Bir de dayısı eline oyuncakları verince ilk kez iki eliyle oyuncakları tuttu. Dün eline verdiğimde tutamıyordu. Birden bire nasıl tutmaya başladı şaşırdım doğrusu.  Bir kaç gün önce altını değiştirmek için poposunu kaldırdığımda da ayağını tutmuştu. Sonra bırakmadı. Her gün bu gelişimini görmek muhteşem bir şey....





Dayımızın kafasındaki şapka Z&S Bakeshop'tan..... Yakışmamış mı???:))))


Bu arada Anne-Babanne yöntemi baya işe yaradı. Hakkaten göğsüne bal sürünce Arda'nın hırıltısı epey hafifledi. Yalnız ciltte bir kızarıklık yapıyor. Ama geçici.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder